Eskişehir Onur Yürüyüşü Davasına Devam Edildi

Eskişehir’de 3 Temmuz 2022 tarihinde düzenlenen “Onur Yürüyüşü”nde fiziksel şiddet kullanılarak gözaltına alınan sekiz kişi hakkında açılan davaya 8 Haziran 2023 tarihinde Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.
Duruşmadan önce adliyeye gelen sanıklara ve izleyicilere “basın açıklaması yapılırsa” gözaltına alınacakları “uyarısı yapıldı”. Duruşmanın başladığı sırada da yargıç “sanıklar dışındakilerin salondan çıkmasını” istedi. Avukatların “insan hakları örgütlerinden izleyiciler ve izlemek isteyen başka kişiler olduğunu, duruşmaların herkese açık yürütülmesi gerektiğini” vurgulaması üzerine salona kapasitenin yettiği kadar izleyici alındı. Burada da avukatların girişimi ile hak örgütlerinin temsilcilerine öncelik verildi.
Duruşmada savunmalarını yapan sanıklar, Anayasal haklarını kullanmalarına karşın “polislerin uyarıda bulunmadan müdahale ettiğini”, gözaltına alınırken ve gözaltında “darp edildiklerini” bildirdiler. Sanıklardan E.D.D., şunları söyledi:
“Polis bize herhangi bir ikazda bulunmadı, biz kafede oturuyorduk, polis bir anda geldi, kafeleri kapattı, biz polisler gelince toplaştık, ancak polis bize bir anda saldırdı, orantısız güç kullandı, anayasal hakkımızı kullandık, bu esnada 2-3 tane polis bana saldırdı, beni yere yatırdı, boğazımı sıktı, nefessiz kaldım, kafamı az daha kaldırıma çarpacaktım, hatta bu esnada adını bilmediğim bir basın emekçisi bana yardımcı olmak istedi ancak ona da saldırıp kamerasını yere fırlattılar, polis otosunda da şiddet devam etti, telefonumuza el koydular, avukatlarımızla iletişim kurmamızı engellediler, ayrıca bizi gören vatandaşlardan bazıları bize küfür ettiler, ancak polis bunlara bir işlem yapmadı.”
E.Ü. ise polis müdahalesi başlayınca kaçmaya çalıştığını ancak yere yatırılarak ters kelepçe takıldığını belirterek “ayrıca polis otosunda başımdaki tesettürüm zorla alınmaya çalışıldı ve alındı, biz LGBTİ+ olarak öldürülmemeye iş verilmemeye, ev verilmemeye açlığa mahkum bırakılmamaya çaba gösterdiğimiz için bugün burada olduğuma inanıyorum” dedi.
Sanıklardan Z.D. de olay günü yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Polislerin sözlü uyarısını duymadan diğer arkadaşlarımla beraber kaçtım, ancak bir polis memuru ismi Ü. olan beni çantamdan yakaladı, beni yakalamasına rağmen boğazımdan tutarak yere yatırdı, dizlerim paramparça oldu, göz altına alındıktan sonra da küçük bir araca bindirilerek nefes alamayacak şekilde hastaneye götürüldüm, polis aracında ‘perdeyi açmayın’ gibi anlamsız yaptırımlara maruz kaldık, muayene olduğum sırada polisler ben ve kardeşimin bulunduğu muayene odasına girdiler, polisleri uyarmamıza rağmen avukatlar gelesiye kadar alandan ayrılmadılar, biz LGBTİ+ ‘lar olarak yaşama dair haklarımızı savunmak için bir çok nefret üreten kişi ve kurum tarafından hedef gözetildiğimizden dolayı yaşamımıza dair savunmaya geçmek durumundayız, bu nedenle sokaklardayız”.
Sanıkların ardından söz alan Avukat Pınar Çelik Arpacı ise polisin düzenlediği fezlekeye dikkat çekti. Saat 18.00 için eylem çağrısı yapılmasına karşın katılımcıların saat 17.30’da gözaltına alındığını belirten Avukat Arpacı, bazı polislerin megafon olmadan “dağılın” diye bağırdığını alanda dağınık durumdaki ya da çevredeki kafelerde oturanların duymadığını ifade ederek “Eskişehir’de değişik zamanlarda kadın hakları, insan hakları, sendikalar olarak yürüyüş ve basın açıklaması yapıyoruz. Ancak bunlara polisin herhangi bir müdahalesi olmamaktadır. Söz konusu LGBTİ+ olunca çok tehlikeli bir terör örgütüymüşçesine müdahale ediyorlar ve göz altına alıyorlar. Polisin görevi burada dışarıdan göstericilere yönelik saldırıyı önlemektir. Ayrıca göstericilere sataşanlar engellenmedi, daha gösteri yapmaya başlamayan kişiler çok sert engellendi. Burada polisin müdahale hakkı olmadığı kanısındayız, müdahale yapacaksa bile şartları vardır, nefret içerisinde müvekkillere saldırmışlardır” dedi.
Avukat Ceren Koçak da, yürüyüşü Eskişehir Pride Komitesi’nin avukatı olarak izleyen Hasan Çayır’ın çevredekilerin saldırısına uğradığını ancak polislerin müdahale etmediğini belirtti.
Esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı da, “herkes tarafından duyulacak şekilde dağılma uyarısı yapılmadığını”, bu nedenle “2911 sayılı Kanuna muhalefet suçunun unsurlarının
oluşmadığını, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının Anayasa’dan gelen bir hak olduğunu” belirtti.
Duruşma, avukatların savunmalarını hazırlaması için 15 Haziran 2023 (14.00) tarihine ertelendi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir