Sibel Tekin Davası
Belgesel yönetmeni, akademisyen Sibel Tekin hakkında “örgüt üyeliği” iddiasıyla açılan dava, 23 Şubat 2023 tarihinde Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.
Duruşmada savunmasını yapan Sibel Tekin, Ankara’da toplumsal konuda birçok belgesel çekimi gerçekleştirdiğini anlattı “Yaz saati hakkında aklımda olan bir belgesel vardı. Pandemi yüzünden hayata geçirememiştim. Bir belgesel yapmaya karar verdim. İşe, okula gidenlerle bir belgesel çekmeye karar verdim. Kızılay’da ve Tuzluçayır’da çekimler yaptım. Çekim yapa yapa hem caddeyi, işe okula giden insanları çektim. İnsanları rahatsız etmemek için arkalarından çektim. Tuzluçayır’dan Dikimevi’ne kadar çekimimi sürdürdüm” dedi.
Tekin, hakimin “Çektiğiniz kişilerin infaz koruma memuru ya da polis olduğunun farkında mıydınız?” sorusuna “Karanlık olduğu için çekimlerde üniformalı olduğunu bilsem zaten çekmem. Niyetim infaz koruma görevlilerini ya da kolluk kuvvetlerini çekme değildi. Gözaltına alınana kadar ne ile suçlandığımı bilmiyordum. Onlar söylediler. Kadraja girmemiş de olabilirler. Bilerek çekmedim. Beraatimi istiyorum” yanıtını verdi.
Uluslararası basın kartı olduğu için ekstra bir izin alması gerekmediğini anlatan Tekin, Cumhuriyet Savcısı’nın “Toplumsal eylemlere ait materyaller var. Bu gösteri ve yürüyüşlerin yapılacağı size nasıl bildiriliyor?” sorusuna ise, “Kamusal alanda olan eylemleri çekiyorum. Örgütler üzerinden bir çekimim yok. Ankara sokaklarında olan bütün eylemleri çektim. Bir kısmını sosyal medya paylaşımlarından, bir kısmını da basın gruplarına atılan mesajlardan biliyorum” yanıtını verdi.
Avukat Cenk Yiğiter ise özel bir yasak kararı olmadığı sürece kamuya açık alanlarda çekim yapılabileceğini söyledi.
Avukat Murat Yılmaz ise “Bu tür davalarda kötü iddianame düzenleyen kişilerin davaya gelmesi gerekiyor” dedi. Yılmaz, şunları söyledi:
Duruşmada savunmasını yapan Sibel Tekin, Ankara’da toplumsal konuda birçok belgesel çekimi gerçekleştirdiğini anlattı “Yaz saati hakkında aklımda olan bir belgesel vardı. Pandemi yüzünden hayata geçirememiştim. Bir belgesel yapmaya karar verdim. İşe, okula gidenlerle bir belgesel çekmeye karar verdim. Kızılay’da ve Tuzluçayır’da çekimler yaptım. Çekim yapa yapa hem caddeyi, işe okula giden insanları çektim. İnsanları rahatsız etmemek için arkalarından çektim. Tuzluçayır’dan Dikimevi’ne kadar çekimimi sürdürdüm” dedi.
Tekin, hakimin “Çektiğiniz kişilerin infaz koruma memuru ya da polis olduğunun farkında mıydınız?” sorusuna “Karanlık olduğu için çekimlerde üniformalı olduğunu bilsem zaten çekmem. Niyetim infaz koruma görevlilerini ya da kolluk kuvvetlerini çekme değildi. Gözaltına alınana kadar ne ile suçlandığımı bilmiyordum. Onlar söylediler. Kadraja girmemiş de olabilirler. Bilerek çekmedim. Beraatimi istiyorum” yanıtını verdi.
Uluslararası basın kartı olduğu için ekstra bir izin alması gerekmediğini anlatan Tekin, Cumhuriyet Savcısı’nın “Toplumsal eylemlere ait materyaller var. Bu gösteri ve yürüyüşlerin yapılacağı size nasıl bildiriliyor?” sorusuna ise, “Kamusal alanda olan eylemleri çekiyorum. Örgütler üzerinden bir çekimim yok. Ankara sokaklarında olan bütün eylemleri çektim. Bir kısmını sosyal medya paylaşımlarından, bir kısmını da basın gruplarına atılan mesajlardan biliyorum” yanıtını verdi.
Avukat Cenk Yiğiter ise özel bir yasak kararı olmadığı sürece kamuya açık alanlarda çekim yapılabileceğini söyledi.
Avukat Murat Yılmaz ise “Bu tür davalarda kötü iddianame düzenleyen kişilerin davaya gelmesi gerekiyor” dedi. Yılmaz, şunları söyledi:
“Savcı Bey’in belgesel nasıl çekilir öğrenmesi lazım. İhbarla birlikte teyakkuza geçiliyor. Tuzluçayır’da ne oldu izleteceğiz. Keşif böyle midir? Aleni bir şekilde sırtınızda çanta elinizde kamera. Biz bunları izledik. Tuzluçayır bölgesinde ilk görülen videonun çekim yaptığı bölgelerde okullar, duraklar olduğu görülmüş. İnceleme devam ediyor. Polis ’06:50’den 08:00’e kadar çekim yapmıştır’ diyor. Hangi asker ya da kamu görevlisini çekmiş? Savcı örgütlere de hakim değil. ‘Kaldıraç’ın dergisi DHKPC’ye ait’ demiş. Mesela Kaldıraç dergisini kolluk kuvvetleri bile DHKPC’nin demez. Bir örgüte bağlayamazlar. Bulamazsınız çünkü yok. Bu iddianamenin iade edilmesi gerekirdi. Müvekkilimin tüm dijital materyallerinin geri verilmesini talep ediyoruz.”
Avukat Mehtap Sakinci Coşgun da, özetle şöyle konuştu:
“…Müvekkilim bir akademisyen ve belgeselci… Yaptığı çekimlerle Ankara Emniyeti tarafından bilinen birisi. İfade alan TEM yetkilileri ‘Bir teröristi gözünden tanırız’ diyecek kadar niyet okuyan kişiler. Bir terör örgütü, terörist diye bahsedilen bir kişi için hala örgüt arayışı içinde ise bu süreç ne diyeceğimiz bilmiyoruz. Mesleğinde açığa alındı. Deliller olsa bir şey söyleyemeyiz. Ama ortada delil de yok. Bütün kayıtlar bu insanın bütün hayatı. Adeta pasifize edilmiş bir şekilde yaşıyor. Bir insanın bütün dijitallerini alıp hala bir örgüt ismine gelinemiyorsa uğraştırılmamalıyız diye düşünüyorum. O belgeseli artık bütün Türkiye biliyor. Özetle ve özetle haksız bir yargılama sürecinde ivedilikle beraat kararı verilmesi gereken sanığım karşınızda duruyor.”
Mahkeme, çekimlerin bilirkişi tarafından incelenmesine karar verdi. Duruşma 8 Haziran 2023 saat 11.00’e ertelendi.
Sibel Tekin için adliye önünde yapılmak istenen basın açıklamasına izin verilmedi.
16 Aralık 2022 tarihinde gözaltına alınan, 17 Aralık 2022 tarihinde “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanan Tekin, 30 Ocak 2023 tarihinde yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol tedbiriyle tahliye edilmişti.
16 Aralık 2022 tarihinde gözaltına alınan, 17 Aralık 2022 tarihinde “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanan Tekin, 30 Ocak 2023 tarihinde yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol tedbiriyle tahliye edilmişti.