Boğaziçi Üniversitesi Davası…

Boğaziçi Üniversitesi’ne Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atadığı rektörü protesto amacıyla gösteri düzenleyen 14 öğrenci hakkında açılan dava, 3 Şubat 2023 tarihinde sonuçlandı.

Katılanların sayısı fazla olduğu için 8. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda yapılan duruşmayı CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP Milletvekili Mahmut Tanal, HDP Milletvekili Musa Piroğlu, TİP Milletvekili Ahmet Şık da izledi.

Duruşmada öğrencilerin avukatlarından İrem Yener ve Burçin Şahan, esas hakkındaki mütalaanın bazı öğrencilere tebliğ edilmediğini ve müştekilere soru sormadan savunma yapamayacaklarını söylediler. Hakim Talip Ergen ise bu talepleri daha önce de reddettiklerini söyleyerek Avukat Burçin Şahan’ı salondan çıkarmakla tehdit etti. İtiraz üzerine Hakim Ergen, Avukat Şahan’ın salondan çıkarılmasına karar verdi. Karara tepki gösteren sanık yakınları da salondan çıkarıldı. Seyircilerin yerine çevik kuvvet polisleri salona alındı. Daha sonra da sadece dosyada ismi olan avukatların yargılamaya katılabileceği söylendi. Duruşma salonda kalan avukatlarla devam etti.

Avukat Mustafa Söğütlü de avukatı olmayan bir öğrencinin bulunduğunu belirterek ceza tehdidi altında olan birinin söz söyleme hakkı olduğunu vurguladı ve hakimin tarafsızlığını yitirdiğini bildirerek reddi hakim talebinde bulundu. Hakim Ergen bu talebi de reddetti.

Avukatlar reddi hakim talebinin karara bağlanmadığı gerekçesiyle itiraz edince hakim Ergen avukatların savunma hakkından vazgeçtiğini söyledi ve “Ben ifade özgürlüğünden yanayım” dedi. Avukatların itirazları devam ederken hakim Ergen davayı hükme bağladı.

İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararı şöyle:

  • “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma ve Kara Ulaşım Araçlarını Kaçırma” iddiasından (TCK 223/1; 223/4 del. 109/1-3. b, c; 53 maddeleri) tüm sanıkların beraatına…
  • Ersin Berke Gök’e, “kamu malına zarar verme (TCK 152/1-a)” gerekçesiyle 1 yıl 6 ay…
  • Eftelya Koyuncu’ya “kamu görevlisine hakaret (TCK 61)” gerekçesiyle 1 yıl, “duruşmalardaki tavrı ve pişmanlık göstermemesi” nedeniyle TCK 125. maddesi uyarınca artırım uygulanarak 1 yıl 2 ay hapis…
  • Asu Yekta Yılmaz, Ayşe Beliz İnce, Bensu Sümbültepe, Caner Perit Özen, Eftelya Koyuncu, Elif Bayburt, Ersin Berke Gök, Gamze Çetintepe, Hamza Atik, Kaan Bozgül, Mehmet Velat İnci, Mert Ali Yaman, Nazmiye Gizem Sert, Sude Şener’e, “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası” uyarınca altışar ay, “görevi yaptırmamak için direnme (TCK 265/1) gerekçesiyle altışar ay hapis cezası…

Hakim, 2911 ve “görevi yaptırmamak için direnme” gerekçeleriyle verdiği iki ayrı altı ay hapis cezasını önce “6 yıl” olarak okuru. Daha sonra salona dönerek bunu “altışar ay” olarak düzeltti. Ancak, sonradan ulaşılan tutanakta verilen cezanın altışar aydan bir yıl olduğu ortaya çıktı.

Hakim Talip Ergen, hükmü açıklayıp salondan ayrıldıktan sonra avukatlara duruşma zaptı verilmedi. Bu nedenle tutanak tutan avukatlar, zaptı isteyince yazdığını söyledi.

Davanın hakimi Talip Ergen, daha önce “Gezi Davası”nda beraat ve Osman Kavala hakkında tahliye kararı veren heyette yer alıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, o gün karar nedeniyle hâkimleri hedef alınca Hakimler ve Savcılar Kurulu, heyet hakkında inceleme ve soruşturma izni vermişti.

Ne Olmuştu?:

Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğü, üniversitede 2021 akademik takvimin başlamasına bir hafta kala online eğitim kararı almıştı. Akademisyenler ve öğrenciler bu kararı 4 Ekim 2021 tarihinde Güney Kampüs’te protesto etmişti. “Kayyım rektör” Naci İnci, 5 Ekim 2021 tarihinde “tehdit”, “hakaret”, “kamu malına zarar verme”, “görevi yaptırmamak için direnme” ve “2911 sayılı Kanun’a muhalefet” iddialarıyla suç duyurusunda bulunmuştu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, bir gün sonra Boğaziçili öğrencileri “terörist” ilan eden bir konuşma yapmıştı. Bu açıklamadan bir gün sonra Berke Gök ve Perit Özen tutuklanmış, 94 gün hapiste kalmıştı.

İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesi, ilk duruşmadan sonra 10 Ocak 2022 tarihinde avukatlara ve öğrencilere haber vermeden şikayetçilere özel bir duruşma yapmıştı. Naci İnci bu duruşmada, “Duruşma günü üniversitemiz tarafından kurulan Yosun Laboratuvarı’nın açılış töreni vardı. Bu sebeple duruşmaya iştirak edemedim” demişti.

Kararı Yürürken Verdi…

Duruşmadan sonra yapılan basın açıklamasında konuşan Avukat Burçin Şahan, şunları söyledi:

“Açıkçası şu anda karar ne biz de tam olarak bilmiyoruz. Çünkü; hâkim önce taleplerimizi tamamen reddetti. ‘Bunun bir karar duruşması olamayacağını, Naci İnci ve özel güvenlik görevlileri salona getirilmeden bu şekilde karar veremeyeceğini’ söylediğimiz halde, bizi önce salondan atmaya çalıştı, seyircileri çıkarttı. Bu koşullarda savunma yapmak istemediğimiz halde, kendi kendine karar vererek cebinden çıkarttığı bir kararla bugün öğrencilerden bazılarına cezalar verdi. Duyduğumuz kadarıyla özetleyebilirim. Doğru söyleyemiyor olabilirim. Dediğim gibi kararı görmedik ve duymadık. Kendisi de duruşmanın yapıldığı salondan çıkarken, yürürken verdi bu kararı. 1 yıl 6 ay Berke’ye kamu aracına zarar vermekten, bir öğrenciye 1 yıl 2 ay kamu görevlisine hakaretten, diğer öğrencilere de 6’şar ay kamu görevlisine direnmekten ceza verildi. Herhangi bir şekilde biz bu duruşmada savunma yapma şansını bulamadık. Bu halde cebinden çıkarttığı kararla bizim savunma yapmayacağımızı söyleyerek, bizim aksi beyanımız olsa da bu şekilde verilmiş iki tane öğrencinin bir tutuklu yargılandığı bir dosyada, 1-1,5 yıldır süren davada, bu şekilde bir sahneleme diyeyim artık ne diyeceğimiz biz de tam olarak bilmiyoruz.”

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da şunları söyledi:

“Sayın yargıç, bir kere Mecelle’nin 1792. maddesinde der ki ‘Hâkim duruşmaya çıkarken, kürsüdeyken, duruşma salonundan ayrılırken öfkeli, sinirli olmamalı.’ Eğer öfkeyle, sinirle duruşmayı yapacaksanız, duruşmaya ara vermeli. Çünkü; öfkeyle ve sinirli bir vaziyette yapacağınız tüm duruşmalar, tüm yargılamalar adalete zarar verir. Adalete vereceğiniz en ufak bir zararla topluma zarar vermiş olursunuz. Hukuk güvenliğini yok etmiş olursunuz. Yani aslında bugünkü gördüğümüz manzarada sayın Yargıç, öfkeli, sinirli bir vaziyette yargılamaya başladı. Ve o öfkeli ve sinirli yapılan yargılama, o davranışları eyleme de dönüştü. İlk önce, yani son kısımda ‘Herkese 6 yıl ceza’ dedikten sonra kürsüden indi, sonra kapıdan da ayrıldı. Bir daha geldi kapıya, şöyle seslenerek, ‘Kâtibe sesleniyorum. O, 6 yıl değil, 6 ay olacak’ şeklinde orada kamuoyunun önünde herkese seslendi. Böyle yargıçlık olmaz arkadaşlar.

Asgari hukuk kuralları neyse, Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki kurallar neyse onu istiyoruz. Değerli avukat arkadaşlarımız yargıcı reddettikten sonra o yargıç, Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uyarınca orada tüm işlemleri durdurur, hiçbir işlem yapamaz. Onunla ilgili bir üst mahkemeye gönderir. Hâkimin reddiyle ilgili karar verir. Karardan sonra çıkıp savunmayla ilgili kısma geçer. Bunların hiçbirisi bu yargılamada olmadı. Bu bir keyfilikti. Bu düşman ceza hukukunun bitmesine inşallah 100 gün kaldı. Düşman ceza hukuku bu ülkede bitmezse bu ülkede ne adalet olur ne huzur olur ne bereket olur ne mutluluk olur.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir